İstanbul Valisi Davut Gül, Yadigar Projesi ile 225 eserle ilgili çalışmaların başladığını duyurdu.
İstanbul Valisi Davut Gül, Yadigar Projesi ile canlandırılacak bin eserden 148’i çeşme, 77’si sivil mimarlık olmak üzere 225’inde çalışmalara başlandığını belirtti.
İstanbul Valiliği tarafından 15 ilçede korunması gereken tarihi çeşmeler, cami mezarlıkları, türbeler, sokaklar ve çarşılardan oluşan bin eserin yeniden canlandırılması amacıyla başlatılan Yadigâr Projesi, Valilik binasında düzenlenen programla tanıtıldı.
Vali Gül, atalarımızdan miras kalan eserleri gelecek nesillere bırakmanın birinci öncelikleri olduğunu, ilçe belediyeleriyle güç birliği yaparak daha hızlı hareket edip daha çok eseri canlandırmak istediklerini belirtti.
Gül, 2014 yılında kurulan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Müdürlüğü tarafından 136’sı çeşme olmak üzere toplam 344 eserin restore edildiğini ve çalışmaların devam ettiğini belirtti.
“Kayıp 180 eseri aslına uygun olarak yeniden inşa edeceğiz”
Gül, 3 yıl içerisinde bine yakın eseri canlandıracaklarını belirterek, şöyle konuştu:
“148’i çeşme, 77’si sivil mimari eser olmak üzere bu bin eserden 225’inin çalışmalarına fiilen başlandı. İlçe belediyelerimizle hem mali açıdan hem de projelerin yürütülmesinde ortaklıklarımız var. Bin eserden 180’i eksik. Bu Anlamı: Orada “Tescilli bir bina var. Bununla ilgili kayıtlar var ama bir şekilde bu çalışma kaybolmuş. Kayıp 180 eseri aslına uygun olarak yeniden inşa edeceğiz.”
Projenin kaynağının kültürel katkı payları olduğunu belirten Gül, projeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kültür ve Turizm Bakanlığına, ilçe belediyelerine ve üniversitelere teşekkür etti.
Vali Gül’ün konuşmasının ardından, moderatörlüğünü İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz’ın yaptığı tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı ile “Yadigarı” başlıklı bir röportaj gerçekleştirildi.
Ortaylı, İstanbul siluetinin korunmasının önemine vurgu yaparak, kent için bir kontrol mekanizmasının kurulması gerektiğini belirtti.
Kayıp eserlerin diriltilmesinin önemine vurgu yapan Ortaylı, uygar milletlerin sadece arşivlere, mühendislere ve mimarlara değil, kamuoyuna da sorarak çalışmalar yaptığını belirtti.
“Bursa’yı ve İstanbul’u kurtarmadığımız takdirde ülkemizin 700 yılı heba olacak.”
Tarihi kazı ve restorasyon çalışmalarına değinen Ortaylı, “Türkiye’de bir söz vardır: ‘Bizans mirası yok ediliyor.’ “Bu kadar yalan bir yalan olamaz. Bu bir katman meselesidir. Bizans mirasını yok etmek için öncelikle Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması gerekiyor. Nitekim öyle de oldu. 15. yüzyıl çok önemli bir yüzyıldır. Hepsi yok oldu.” ifadelerini kullandı.
Ortaylı, bazı imalat yapılarının şehir içi bölgeden kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bazı eserler birbirine bağlı. Ayasofya’nın yeraltı sistemine dikkat etmezseniz aynı sistem Topkapı Sarayı’nın altındadır, dolayısıyla israf olur. Sayın Cumhurbaşkanım, Başbakan olduğu dönemde, kuyumcuların imalat bölümlerinin ve atölyelerinin buradan kaldırılmasına karar verdi ve bunu vurguladı. Bürokrasinin alt tabakası bunu istiyor. Dikkat etmediler ve adamlar çıkmadı. Ancak herkes biliyor ki, buraların yıkıntıları var. altın işlendi, eski eserler yok edildi. Yer gösterildi ama yarısı bile gitmedi. Onların çıkarına olanın, tarihin ve milletin çıkarına olması gerekmez. Bir kişinin soyu belli olduktan sonra veya soyunun işareti: Tapu yoksa kazandığı para kimin umurunda? Hatta bunun ona bir faydası bile olmaz. Türkler çok tuhaf bir zenginlik içinde. Bu yeni servetten kurtulmamız lazım. Yeni zenginliklerden kurtulacağımız iki büyük merkez, şu anda yıkılmış olan İstanbul ve Bursa’dır. Buraları kurtarmazsak bu ülke mahvolur. Demek ki 700 sene boşa gitmiş, ahalisi bunun farkında değilmiş. “Bunun sorumluluğu herkese aittir.”
Program sonunda projeye katılan Fatih, Eyüpsultan, Üsküdar, Beyoğlu, Kağıthane, Silivri belediyelerinin belediye başkanları ve kaymakamları ile proje protokolü imzalandı.